Sayı: 98 Yaz 2021
Editörden
Saygıdeğer Okurlar,
bilig’in 98. sayısını sizlere sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Bu sayıda birbirinden değerli ve ilgiyle okuyacağınız 8 farklı makale yer almakta. Makalelere göz gezdirmeniz dahi Türk dünyasının ne kadar zengin bir kültürel mirası barındırdığını; Türkoloji sahasının ne kadar mümbit bir alan olduğunu görmenize yetecektir.
Azerbaycan Türklerinde millet anlayışının oluşması sürecinde Mirza Feteli Ahundzade’nin rolünü Miroslav Hroch’un yaklaşımı çerçevesinde değerlendiren makale; Rusya’nın Orta İdil Bölgesi’nde Müslüman-Tatar ve Hristiyan-Rus kültürleri arasında kalmış olan Çuvaşların bir arada yaşadıkları topluluklarla olan ilişkileri ve birbirlerini nasıl algıladıklarını G.F. Timofeyev’in notları çerçevesinde değerlendiren çalışma; Özbek Türkçesinin çağrışım sözlüğü konusundaki makale, Türk dünyasının ortak iletişim dilinin geliştirilmesi açısından Türk lehçeleri arasındaki alış verişin önemine dikkat çeken çalışma bu çerçevede ilk dikkati çeken eserlerdir.
İngiliz seyyah Douglas Forsyt’ın 1873 Doğu Türkistan’a gerçekleştirdiği seyahate ilişkin analiz; Hindistan’ın Orta Asya politikasını Hintli siyaset düşünürü Kautilya’nın dış politika kuramı çerçevesinde değerlendiren çalışma; David Kherdian’ın annesinin yaşadıklarından yola çıkarak yazdığı “Hilal’in Gölgesinde Ermeni Bir Kızın Yazgısı” isimli kitabı “okur tepki teorisi” çerçevesinde irdeleyen makale; Rusya Federasyonu’na bağlı özerk bir cumhuriyet olan Tataristan’ın siyasal hayatına dair çalışma da aynı ölçü de özgün ve ilgi çekicidir.
Yayın Kurulu olarak en birinci önceliğimiz Türk dünyası sosyal bilimler alanında en kaliteli yazıları okuyucuya ulaştırmaktır. Bu sayımızda aynı anlayış ve titizlikle hazırlanmıştır. bilig sistemine yılda ortalama 600 civarında makale yüklenmektedir. Bunlardan ancak %2-3’ü aranan kriterleri karşılamaktadır. Bu manzaradan memnun olmadığımızı ancak seviyeyi daha da yukarı çıkarmak konusunda kararlı olduğumuzu ifade etmek isteriz.
Ocak 2022’de yayınlanacak olan 100. sayımızın hazırlıkları devam etmektedir. Özgün, alanında öncü, merak uyandıracak ve yeni çalışmalara ilham verecek makalelerinizi bekliyoruz. Yeni sayımızın etki gücünün önceki sayılarımızdan daha yüksek olması temennisiyle iyi okumalar dileriz.
Prof. Dr. Fırat Purtaş
Yayın Yönetmeni
Bülent Bayram
G.T. Timofeyev’in Notları Çerçevesinde 20.Yüzyıl Başında Orta İdil’de Çuvaşların Etnik-Kültürel İlişkileri20. yüzyıl başı, Çuvaşların kültürel değişim sürecinin en karmaşık olduğu tarihî dönemlerden biridir. G. F. Timofeyev, Simbir Çuvaş Öğretmen Okulundan mezun olmuş bir papaz / öğretmen olarak ilk görev bölgesi olan Tıhıryal ile ilgili kaleme aldığı notlarda bu döneme ışık tutmaktadır. Tatar, Çuvaş, Başkurt gibi Türk boyları ve Mordvin, Mari, Udmurt gibi Fin halkları ile Rusların birlikte yaşadığı Orta İdil bölgesi, etnik ve dinî ilişkiler bakımından dikkat çekicidir. Timofeyev, Çuvaş merkezli olarak bu halkların bir bölümü ile ilgili tespitlerde bulunmaktadır. Çuvaşların özellikle Ruslar ve Tatarlarla olan ilişkileri aynı zamanda onların Hristiyanlar ve Müslümanlarla olan ilişkileri olarak da değerlendirilir. Bu notlarda, günümüzde genelde hâkim olan bakış açısının tersini işaret eden dikkat çekici bilgiler yer almaktadır. Diğer yandan Hristiyanların ve kilisenin Çuvaşlara bakış açısı ile ilgili verdiği bilgiler de Çuvaşların 20. yüzyıl başında resmî olarak da olsa kabul ettikleri Hristiyanlıkla ilişkilerine eleştirel bir bakış açısı getirmektedir. Tatarlarla olan ilişkilerde yeni dinin henüz bir bariyer koyamadığı dikkat çeker. Bölgenin diğer etnik gruplarıyla ilgili çok az bilgi verilmektedir. Makalede temelde Müslüman-Tatar ve Hristiyan-Rus kültürleri arasında kalmış olan Çuvaşların bunlar ve diğer topluluklarla olan ilişkileri ve birbirlerini nasıl algıladıkları G.F. Timofeyev’in notları çerçevesinde değerlendirilmektedir.
Anahtar Kelimeler: G.F. Timofeyev, etnik-kültürel ilişkiler, Çuvaşlar ve Tatarlar, Ruslar.
DOI : 10.12995/bilig.9801 [HTML]
Hakan Dedeoğlu
Ermeni Çocuk Edebiyatı Eserlerinde Sürgün ve Göç TemasıBu çalışmanın amacı “sürgün, göç ve 1915 olayları” temasına odaklanmış sözde Ermeni soykırımı öğretim rehberi ve programlarında yer alan, çocuk ve gençlik edebiyatı kapsamında ele alınabilecek bir kitabın değerlendirmesini yapmaktır. Bu çalışma, herhangi bir tarihsel iddianın sahibi ya da savunucusu olma amacından uzak, Okur Tepki Teorisi temelinde bir edebî eseri genel hatlarıyla ele alıp değerlendirme, içerik konusunda önemli sayılabilecek bilgiler sunmayı hedefleyen bir çalışmadır. Sonuç olarak eserin başında kaynak gösterilmeyen ifedelerin yer alması ve tarafsız sunumun zaman zaman sorgulanabilir olması eksiklikler olarak karşımıza çıkmasına rağmen özellikle kitabın özgün baskısında kullanılan dil ve anlatımın akıcılık ve zenginliği ve tarihsel dönemin kültürel değerleriyle birlikte sunulması eserin niteliğini olumlu etkileyen etmenler arasında yer almaktadır.
Anahtar Kelimeler: Sürgün ve göç, Ermeni sorunu, çocuk edebiyatı, biyografi.
DOI : 10.12995/bilig.9802 [HTML]
Orkhan Valiyev & Bünyamin Bezci
Ahundzade’de Millet Fikrinin Oluşumunun Miroslav Hroch’un Yaklaşımı Çerçevesinde DeğerlendirilmesiMirza Feteli Ahundzade modern bir milliyetçi olmamasına rağmen Azerbaycan’daki milli hareketin oluşmasında önemli bir rol oynamıştır. Miroslav Hroch’un küçük milletlerle alakalı tezleri Ahundzade’nin milli hareketteki rolünü daha anlaşılır kılmaktadır. Miroslav Hroch küçük milletlerin uluslaşma sürecini milliyetçilik yerine milli hareketler kavramı üzerinden tanımlamaktadır. Böylece uluslaşmanın farklı süreçlerine işaret etmekle birlikte milli hareketleri Üç Evre’ye ayırmaktadır. Hroch’un modeline göre küçük milletler uluslaşma süreçlerini A, B ve C evrelerini geçerek tamamlamaktadırlar. A Evresi’nde yerel dilin keşfi, B Evresi’nde milli canlanış, C Evresi’nde ise hareketin kitleselleşmesi gerçekleşmektedir. Bu tasnife göre Mirza Feteli Ahundzade, düşünce ve eylemleriyle Çarlık Azerbaycanı’nın uluslaşmasının (1850-1920) A Evresi’nde yer almaktadır. Ahundzade halk dilinde eserler kaleme almakta; ayrıca dili halkın eğitimi ve ilerleme için araç olarak kullanmaktadır. Bu çalışmada, Ahundzade’nin halk dilinde yazmasının ve yaptığı gelenek eleştirisinin milli bilincin oluşmasına katkısı tartışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Küçük Millet, Ahundzade, Çarlık Azerbaycanı, aydınlanma, alfabe reformu.
DOI : 10.12995/bilig.9803 [HTML]
Zilola Khudaybergenova
Özbek Türkçesi Dilbiliminde Çağrışım Sözlüğünü Oluşturmanın Kuramsal ve “Beşik” Kelimesi Örneğinde Uygulamalı YöntemleriXXI. yüzyılın dünya dilbiliminde insan faktörü, dil incelenmesinin ana konusu haline geldi. Bunun sonucunda “insan+kültür+dil” üçgenine dayanan yeni dilbilim dalları ortaya çıktı. Bununla beraber kültürel dilbilim, edim dilbilimi, ruhbilimsel dilbilim, bilişsel dilbilim, toplumsal dilbilim, çağrışım dilbilimi gibi dilbilim kolları doğmuş oldu. Bu dallar, ana dili
konuşurunun kognitif, psikolojik, kültürel, ulusal ve sosyal özellikleri; toplumun ortak dilinin tarihi, milli gelenekleri, siyasi ve kültürel belirtileri yanı sıra söz konusu ülkenin coğrafi koşulları ile etkileşimini dikkate alarak hedef dili incelemektedirler. Çağrışım dilbilimi, ana dili konuşurlarının zihninde belirli kavramlarla alakalı ortaya çıkan çağrışımları inceler.
Dolayısıyla, çağrışım sözlüklerinin yazılmasına gerek duyulmuştur. Yirminci yüzyılında yayımlanan birçok dilin çağrışım sözlükleri Özbek bilim insanlarının dikkatini çekti. Özbek Türkçesinin bir çağrışım sözlüğünün hazırlama çabalarının başlatılmasına neden oldu. Bu makalede çağrışım sözlüklerinin hazırlanması tarihi, çağrışım sözlüklerini yapmanın teorik ve pratik yöntemleri, Özbek Türkçesi çağrışım sözlüğünü oluşturmaya yönelik çalışmalar, çağrışımları inceleme ilkeleri, bu sözlüğün yapısı ele alınacaktır.
Anahtar Kelimeler: Özbek Türkçesi, Özbek Türkçesi çağrışım dilbilimi, çağrışım sözlükleri, çağrışım deneyimi yöntemi, çağrışım birimleri, çağrışım sözlüklerini oluşturma ilkeleri
DOI : 10.12995/bilig.9804 [HTML]
Süleyman Elik & Safa Uslu
Kautilya’nın Dış Politika Kuramı Çerçevesinde Hindistan’ın Orta Asya İle İlişkileri, 1991-2019Bu çalışmada Hindistan’ın Orta Asya ile ilişkileri Hintli siyaset düşünürü Kautilya’nın Dış Politika kuramı çerçevesinde açıklanmıştır. Batı dışı teorik bir yaklaşımın teori-pratik uygulaması olarak, alana alternatif bakış açısı getirilmiştir. Çalışma, Kautilya’nın Dış politika yaklaşımı ve devletler çemberi modeli üzerine bina edilmiştir. Hindistan’ı yakın komşularına uygulamış olduğu dört amaç olan radikal dini grupların bölgedeki yayılmasının önlenmesi, yasa dışı ürünlerin ticaretinin önlenmesi, ticaretin çeşitlendirilmesi ve enerji arz güvenliği gibi hedefleri konusunda başarıları test edilmiştir. Hindistan ikili ilişkilerini siyasi, güvenlik ve ekonomik ilişkiler üzerinden yürütmektedir. Ayrıca çok taraflı ilişkilerde de Hindistan, Şangay İşbirliği Örgütüne üyeliği ile bölgesel güvenlik anlamında işbirliğini artırmıştır. Bölge ülkeleri ile ekonomik işbirliği her ne kadar artma eğiliminde olsa da, halen çok anlamlı bir sıçramanın olmadığı tespit edilmiştir. Hindistan bölgede artan Çin nüfuzuna karşın, alternatif bir ekonomik güç olma kapasitesine rağmen, Rusya’nın Çin ile bölge üzerinde daha yakın durması bu etkiye kırmaktadır. Fakat Hindistan artan bölgesel ekonomik ilişkileri ile hem bölgesel güç, hem de küresel bir güç olarak tanımlanabileceği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kautilya, Dış Politika, Devletler Çemberi Hindistan, Orta Asya
DOI : 10.12995/bilig.9805 [HTML]
Deniz Dinç
The Rise and Fall of Ethnic Mobilization and Sovereignty in Tatarstan: Patterns of Elite Continuity and DominanceThis article aims to examine the rise and fall of the intertwined concepts of ethnic mobilization and sovereignty of Tatarstan from both micro and macro chronological perspectives. The findings of the article indicate that Tatar elites were always hegemonic and decisive in shaping the autonomous sovereignty. The path dependency of Soviet nationality policies combined with an ethnic nomenklatura discourse enabled the Tatar elites to challenge the Federal center for the expansion of sovereignty. However, the Tatar elites pursued an adoptive strategy in order not to risk their elite power and wealth when faced with the growing state capacity of Moscow in the Putin era.
Keywords: Ethnicity, sovereignty, Tatarstan, Russian federalism, nomenklatura, political elites.
DOI : 10.12995/bilig.9806 [HTML]
Tevfik Orçun Özgün
The Visit to the Ancient Cities of Turkistan Buried Under SandIn a period when cultural background and geographical characteristics of ancient Turkestan cities became a field of interest for the British, Douglas Forsyth and his team’s journey to the East Turkestan in 1873, aside from its diplomatic and economic purpose, brought efforts to understand and explore Central Asia and East Turkestan more comprehensively. Thus, this visit was turned into a pursuit of cultural traces with the thought of old settlements buried under the sand with a mythical reputation and their sacred treasures. Relationship between the Yakub Beg, ruler of the East Turkestan, and British-Kashgar Khanate was lacking mutual trust during the period of the visit. Despite the inconvenient conditions, treasures and cultural traces gathered thanks to those expeditions carried out in Hotan and its vicinity, increased the academic interest towards the region.
Keywords: Kashgar Khanate, Douglas Forsyth, ancient cities, East Turkestan, expedition.
DOI : 10.12995/bilig.9807 [HTML]
Şükrü Halûk Akalın & M. Samet Kumanlı
Turkic Borrowings in the Turkish Language Reform: Past and TodayThe purpose of this article is to investigate the practice of replacing borrowings with words from Turkic dialects during the Language Reform initiated by Ataturk. The aim of the Ataturk’s Language Reform was explained as revealing the beauty of the Turkish language and achieving its significance among the world languages. To realize this aim, it was planned to eliminate Arabic and Persian words, which were seen as foreign elements, from the language and to adopt and popularize Turkish words instead. In this study, Turkic words were suggested to be used instead of foreign words during the period of language reform, and events that occurred after the language reform were discussed. Recent research conducted in the Turkish Language Society is also mentioned. As a result, a proposal was put forward to develop a common language of communication in the Turkic world.
Keywords: Language Reform, Turkey Turkish, Turkic dialects, Turkish Language Society, borrowings.
DOI : 10.12995/bilig.9808 [HTML]
Elif Alkar
Yayın Değerlendirme / Book Reviews: Atasoy, Emin. Kültür Coğrafyası ve Etnocoğrafyanın Temelleri. Değişim Yayınları, 2019Bu çalışma Prof. Dr. Emin Atasoy'un 2019 yılında kaleme aldığı “Kültür Coğrafyası ve Etnocoğrafyanın Temelleri” kitabını tanıtma amaçlı yazılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kültür Coğrafyası ve Etnocoğrafyanın Temelleri”
[HTML]
Barış Özdal
Yayın Değerlendirme / Book Reviews: İşyar, Ömer Göksel. Dağlık Karabağ Sorunu - Birinci ve İkinci Savaşın Dinamikleri. Dora Yayıncılık, 2021.Türkiye-Azerbaycan ve Ermenistan ilişkileri üzerine çalışmalarını yoğunlaştıran Prof. Dr. Ömer Göksel İŞYAR, 27.01.2021 tarihinde uluslararası bir yayınevi olan Dora Yayınları’ndan çıkan, bu yazı ile Sizlere tanıtacağım “Dağlık Karabağ Sorunu Birinci ve İkinci Savaşın Dinamikleri” başlıklı kitabında basım tarihine kadar olan tüm güncel gelişmeleri okuyucuya aktarmaktadır.
Anahtar Kelimeler: DAĞLIK KARABAĞ, DAĞLIK KARABAĞ SORUNU BİRİNCİ DAĞLIK KARABAĞ Savaşı VE İKİNCİ DAĞLIK KARABAĞ SAVAŞI, Ömer Göksel İŞYAR
[HTML]
Bilal Güzel
Yayın Değerlendirme / Book Reviews İsen, Mustafa. Usûlî Dîvânı (İnceleme- Tenkitli Metin-Tıpkıbasım). TYEK Yayınları, 2020."İsen, Mustafa (2020). Usûlî Dîvânı (İnceleme-Tenkitli Metin-Tıpkıbasım). İstanbul: TYEK Yayınları. " künyeli eserin tanıtımı.
Anahtar Kelimeler: Klasik Türk Edebiyatı, Divan, Usûlî Divanı
[HTML]