Sayı: 105 Bahar 2023
Editörden
Saygıdeğer Okurlar,
bilig’in 105. sayısını istifadenize sunmaktayız. Bu sayıda Türk dünyasının güncel sorunlarına ışık tutan ve Türk kültür mirasını ele alan birbirinden değerli 7 makale ve 1 kitap tanıtımı bulunmaktadır. Bu çalışmaların, Türk dünyasının bilimsel üretiminin insanlığın ortak bilim havuzu içerisinde görünürlüğünün ve saygınlığının artmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.
2023 yılı Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yıl dönümü olması nedeniyle ayrı bir anlam taşımaktadır. Asırlık bir çınar hâline gelen Türkiye Cumhuriyeti; siyasi, askerî ve ekonomik gücü yanında sürekli büyüyen beşerî ve kültürel zenginliği ile küresel ve bölgesel politikaların yönlendiricisi bir devlettir. 1991 yılında SSCB’nin dağılması ve yeni bağımsız Türk devletlerinin ortaya çıkması, Türkiye Cumhuriyeti’nin gelişiminde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Artık Türkiye dendiğinde 780 bin kilometre karelik yüz ölçüme, 85 milyonluk bir nüfusa, 1 trilyon dolara yaklaşan üretim gücüne sahip bir devlet değil; Avrasya’da 4,5 milyon kilometre kareye yayılan bir coğrafyada 300 milyonluk bir aileye sahip, yaklaşık 4 trilyon dolarlık ekonomik kapasiteyi kullanan Türk dünyasının öncüsü bir devlet akla gelmektedir. Bu olgudan hareketle Ocak 2024’te çıkacak olan bilig’in 108. sayısını “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılında Türk Dünyası” dosya konusuyla hazırlamayı hedeflemekteyiz. Bu konudaki değerli çalışmalarınız bekliyor, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nızı şimdiden kutluyoruz.
Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde her alanda yürütülen bütünleşme çabaları ile Türkiye, diğer Türk devletleri ile birlikte büyümektedir. Bu bağlamda Türkiye’nin büyüyen ve genişleyen alanlarından biri de yükseköğretim ve bilim sahasıdır. 2012’de Bişkek’te düzenlenen Türk Konseyi/ Türk Devletleri Teşkilatı zirvesinin konusu “Eğitim, Bilim ve Kültürel İşbirliği” olmuştur. Burada alınan kararlar çerçevesinde 2014 yılında Türk Üniversiteler Birliği kurulmuştur. Günümüzde 7 ülkeden 40’tan fazla üniversitenin üye olduğu bu yapı, Türk Dünyası ortak yükseköğretim alanının oluşum sürecini hızlandırmak için faaliyet göstermektedir. Türk dünyası ortak yükseköğretim alanının kurulması sürecinde 1992 yılında atılan ilk adımlardan biri olan Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesinin bilimsel yayını olan bilig de, sosyal bilimler alanında küresel bir marka olarak bu amaca hizmet etmektedir. Türk dünyasından kıymetli akademisyenlerimizi bilig çatısı altında buluşturma ve Türk bilim camiasının gür sesi olma çabalarımıza destek veren tüm kişi ve kurumlara şükranlarımızı sunar, iyi okumalar dileriz.
Prof. Dr. Fırat PURTAŞ
Yayın Yönetmeni
Eşref Uğur Çelik, Fehmi Buğra Erdal, Mustafa Can Küçüker & Tolga Omay
How Does Macroeconomic and Socio-political Index Affect the Real GDP per Qualified Worker? Evidence from Turkic RepublicsIn this study, we concentrated on the socioeconomic factors affecting the level of real GDP per qualified worker. For this purpose, we have used the macroeconomic and socio-political performance index for Turkic Republics. By using these newly established indices, determinants of the level of real GDP per qualified worker are analyzed for the first time in the literature. From the empirical investigation, we found that certain threshold levels significantly affect the real GDP level per qualified worker. Therefore, the policymakers of these countries should seriously consider these threshold levels for macroeconomic and socio-political performance index for conducting a well-organized policy for the prosperity of their countries.
Keywords: Macroeconomic Performance Index, Socio-political Performance Index, Openness, Capital, Real GDP per Qualified Worker
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.10501 [HTML]
Gökçen Kapusuzoğlu
Hunlardan Kalan Kültürel Miras: Çin Kaynaklarında “Batur” UnvanıTürk tarihinin erken dönemlerinin aydınlatılması için kullanılan temel kaynaklardan Çin kaynakları, pek çok farklı dönemin önemli olaylarını ve kişilerini özenle kayıt altına almıştır. Hunlar
dönemi ile Qing Hanedanı dönemi arasında geçen yüzlerce yıllık zaman dilimi de aynı tutumla kayda geçirilmiştir. Hun Tanrıkut’u Mo-du’ya Türkçe karşılık olarak önerilen Bahadır/Batur adı Çince kaynaklarda çok farklı şekillerde yazılmış ve farklı dönemlerde kullanımı devam etmiştir. Özellikle Yuan Hanedanı ve Qing Hanedanı dönemlerinde yaygın olarak kullanıldığı kaynaklarda görülmektedir. Çalışmada bu adın/unvanın farklı yazılış biçimleri kaynaklara göre tasnif edilmiş ve kayıtlardan örnekler verilerek sözcüğün kullanılış amacı ve biçimi gösterilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Çin Kaynakları, Yuan Hanedanı, Qing Hanedanı, Mo-du Tanrıkut, Batur.
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.10502 [HTML]
Nuray Pamuk Öztürk
Tang Hanedanlığı Dönemi Çin Müziği ve Türk Kavimlerinin Çin Müziğine EtkileriTang Hanedanlığı, Çin tarihinde kültürel ve edebi zenginliğin en fazla görüldüğü dönemdir. Bu dönemde Türk kavimleriyle yaşanan askerî mücadeleler dışında Türk kültürünün Çin kültürüne yansımaları da açıkça görülmektedir. Kültürel yansımalardan bir tanesi olan müzik, çalışmamızın ana konusunu oluşturmaktadır. Türk kavimlerinin geniş bir coğrafi alanı kapsıyor olması sebebiyle konu, etkileşimin en fazla olduğu Göktürkler, Uygurlar ve Kırgızların müzik kültürleriyle sınırlandırılmıştır. Önce bu üç Türk kavminin müzik kültürleri hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın devamında Tang dönemi Çin müziği anlatılmış, adı geçen Tük kavimlerinin müziklerinin Çin müziğine etkisi üzerinde durulmuştur. Türk müziğinin etkisiyle Çin müziği; yeni müzik sistemlerinin oluştuğu, pek çok müzisyenin yetiştiği, yenilendiği, zenginleştiği bir döneme girmiştir. Bu dönemde beş tanesi Türk kültürüne ait müzikler olan On Müzik Türü oluşturulmuş;
pek çok Türk kökenli müzisyen Çin’de ünlenmiş; İmparatorluk Müzik Akademisinde yeni müzik sistemleri hakkında eğitim verilmiş, yetiştirilen müzisyenlerin birçoğu saray orkestrasında görevlendirilmiş; yeni müzikler, müzik aletleri ve danslar halk arasında beğeni toplamış ve yayılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Tang Hanedanlığı, Göktürkler, Uygurlar, Kırgızlar, Türk Müziği, Çin Müziği, Kültürel Etkileşim
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.10503 [HTML]
Levent Ürer & Asuman Kutlu
Framing Perception: British Press Coverage of the 1896 Ottoman Bank RaidThis study aimed to explore how British newspapers framed the Ottoman Bank Raid in 1896 and how they might have functioned in the political and social reconstruction of Ottoman Empire
within the international sphere. A qualitative inductive framing analysis was carried out. The results of textual analysis revealed two main frames: (i) human interest: internal unrest and fracture within the Ottoman Empire and (ii) emphasis on unification: isolation policy within international relations. While the former frame mainly included disinformation regarding the number of Armenians killed or wounded, combined with constant use of negative metaphors for Ottoman Empire and Muslim population, the latter frame focused on national, international support and forceful intervention of Europe rather than diplomatic pressure.
Keywords: The Ottoman Bank Raid, Armenian Attack, British Press, Framing, Perception, Public Opinion
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.10504 [HTML]
Gizem Kolbaşı-Muyan
Türkiye’s Diaspora Engagement Policy: Change in Perspective Since 2010This paper focuses on the diaspora engagement policy of Türkiye, which affects the lives of more than 6.5 million Turkish citizens and their descendants. The main research question raised in this paper is “What has changed in the Turkish diaspora engagement policy since 2010 with the establishment of the Presidency for Turks Abroad and Related Communities (YTB)?” Following
an analysis of the diaspora engagement policy of Türkiye in the socio-economic, political-legal and socio-cultural spheres, it is concluded that since 2010, in order to maintain a connection
with the transnational diaspora, long-distance nationalism has emerged as a prominent factor. The novelty of the policy lies in its redefinition of the target groups, the features of the diaspora, and the policy goals, actors, tools and stakeholders. Türkiye has begun to target the reintegration of post-migrant generations with Türkiye in the socio-cultural sphere through new policy tools, and the long-distance nationalist perspective of its diaspora engagement policy has thus led to the transformation of Türkiye into a “transnational nation-state”.
Keywords: Turkish diaspora, Diaspora engagement policy, long-distance nationalism, transnationalism, Türkiye, International migration
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.10505 [HTML]
Cemil Doğaç İpek & Mehmet Çağatay Güler
The Origins of the Unity Idea in the Turkic WorldAs the Turks outside the Ottoman Empire lost their independence from 1885 and the ideas such as Ottomanism and Pan-Islamism were overwhelmed with the zeitgeist, the idea of unity emerged as a worldview and a new image of civilization in the Turkic World, which reinterpreted its civilizational identity within the framework of a multilevel reconstruction period. This study addresses the reconstruction of the centuries-long historical and cultural heritage of the Turkic world by the representatives of this idea based on the unity of language, i.e. having language as a unifying element, from a historical perspective. In this framework, studies published in five different languages were analyzed.
Keywords: Turkic World, Turkish Language, Turkic Civilization, Turks, Unity Idea.
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.10506 [HTML]
Ferhat Çağrı Aras & Ekber Kandemir
An Evaluation of India’s Central Asian Policy in the Context of Regional InterestsIn this study, the transformations in Central Asian policies from the post-cold war period of India to the present will be discussed. In this context, the influence of India in the power struggle in Central Asia, the basis on which India has relations with the region, and the place of this spiral of ties in India’s economy will be tried to be revealed in the context of foreign policy analysis. The main determination of the study is that despite the changes in the internal and external conjuncture of India in the historical process of more than a century, their relations have not been broken, and there has always been a unique, exceptional and
always special type of economic and security relations. Another finding is that it has the potential to provide strategic benefits to India in geopolitical competition. The historical development of the relations between India and Central Asian countries and how it can be shaped in the future have been tried to be revealed. This study concludes with an analysis of the current threats for India’s national security policy.
Keywords: India, Central Asia, India-Central Asia Relations, Eurasia, Nonaligned Movement.
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.10507 [HTML]
Ahmet Özkan
Abdiraşidov, Zaynabidin. İsmail Gaspıralı ve XX. Yüzyılın Başlarında Türkistan (Temaslar–İlişkiler–Tesir). Çev. Hatice Kerimoğlu. Selenge Yayınları, 2022.Abdiraşidov, Zaynabidin. İsmail Gaspıralı ve XX. Yüzyılın Başlarında Türkistan (Temaslar–İlişkiler–Tesir). Çeviren: Hatice Kerimoğlu. Selenge Yayınları.* 2022, 344 s.
Anahtar Kelimeler: İsmail Gaspıralı, Türkistan, Ceditçilik
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.10508 [HTML]