Sayı: 102 Yaz 2022
Editörden
Saygıdeğer okurlar,
Dergimizin yeni sayısını istifadenize sunmaktan mutluluk duymaktayız.
Bu sayımızda dil, tarih, edebiyat, uluslararası ilişkiler alanlarından Türk dünyasının kültür hazinelerine ve güncel gelişmelerine dair 7 farklı makale yer almaktadır. Yazarlarımız arasında Prof. Dr. Erol Özvar ve Prof. Dr. Yakup Çelik gibi alanında duayen hocalar olduğu gibi Dr. Sayyad Sadri Alibabalu ve Tuğçe İyigüngör gibi genç akademisyenler de bulunmaktadır. Özvar ve Yıldırım’ın makalesini okuduğunuzda Türk medeniyetinin bir vakıf medeniyeti olduğunu ve vakıf işlerinde kadınların ne kadar aktif bir rol oynadığını göreceksiniz. Çelik’in makalesi ise Türk edebiyatında tezkirelerle başlayan biyografi yazma geleneğini ele almaktadır. Ali Şir Nevaî Taşkent Devlet Özbek Dili ve Edebiyatı Üniversitesi’nden Hamidulla Dadabaev’in “XI.-XII. Yüzyıllar Eski Türk Dili Söz Varlığının Divânu Lugâti’t-Türk’teki İfadesi” başlıklı makalesi ile Kenan Azılı’nın “Kültürel Kavramsallaştırma Örneği: Eski Uygur Sivil Metinlerindeki Örü Kodı Bol- Yapısı Üzerine” başlıklı makalesi birlikte okunmalıdır. Her iki makale de Uygurların konuştuğu Türkçenin İslamiyet öncesi ve sonrasındaki gelişimi ve değişimine dair önemli saptamalar içermektedir. Narmanlıoğlu ve İyigüngör’ün makalesi ise günümüzde Çin Halk Cumhuriyeti’nin sınırları içerisinde bulunan, Uygurların yoğun olarak yaşadığı Doğu Türkistan’da kurulan dijital gözetimin insanlığın ortak hazinesi olan kadim Türk kültür mirasının silinmesinde oynadığı rolü ortaya koymaktadır.
Kıymetli bilig takipçileri,
Web of Science listesinde yer alan dergiler için Haziran ayının son haftası sabırsızlıkla beklenir. Dergilerin etki faktörünü (impact factor) gösteren ve bununla birlikte diğer analizlerin yer aldığı Journal Citation Report (Dergi Atıf Raporu) her yılın Haziran sonunda yayınlanır. Gelenek olduğu üzere biz de Temmuz sayımızda bu verileri sizlerle paylaşırız. Öncelikle ifade etmek isteriz ki, bilig’in SSCI’deki konumu istikrarını korumaktadır. Öte yandan grafikte görüleceği üzere bilig’in 2021’deki etki faktöründe 2019 ve 2020’ye oranla nisbi bir düşüş söz konusudur. Bunun neden kaynaklanmış olabileceğine dair ipuçlarını Web of Science’dan Marie Mcveigh’in “Journal Citation Reports 2022: A Preview” başlıklı makalesinde bulmak mümkündür.
Mcveigh, dergilerin 2021 yılı etki faktörünü iki önemli gelişmenin yönlendirdiğini ifade etmektedir. Web of Science tarafından 2020’de ilk kez erken erişim içerikleri (Early Access content) değerlendirmeye dâhil edilmiştir. Bunun yanında beklenmedik bir şekilde hayatımıza giren Covid-19 tamamen yeni ve oldukça acil bir çalışma alanını ortaya çıkarmıştır. Bu iki gelişme dergilerin 2021 etki faktörünün tespitinde belirleyici rol oynayan 2020 verilerine sıra dışı bir nitelik kazandırmıştır. 2021 JCR’de (Dergi Atıf Raporu) önceki yıla oranla %25 daha fazla makale ve atıf yer alırken, bunların çoğu Covid-19, küresel kriz ve enformasyon bilimleri alanında gözlemlenmiştir. Bu süreçte tıp ve sağlık bilimleri ile ilgili dergilerin etki faktöründe gözle görülür bir artış meydana gelmiştir. Sosyal bilimler alanında ise Covid-19’un toplumsal hayatta meydana getirdiği değişimleri analiz eden çalışmaların etki faktörü daha yüksek olmuştur. bilig Yayın Kurulu olarak 2020 yılı başında yeteri kadar sağlıklı veri olmadan yapılacak analizlerin yanıltıcı ve bilimselliğinin zayıf olacağı düşüncesinden hareketle Covid-19 ile ilgili makaleleri belirli bir süre değerlendirmeme kararı almıştık. Bu tercihin 2021 etki faktörümüzü olumsuz etkilediği anlaşılmaktadır.
Öte yandan en nitelikli makalelere ulaşmak ve bilim camiasına etkili bir şekilde ulaştırmak konusunda daha fazla çalışmamız gerektiği ortadadır. Bundan sonra da kalite konusunda taviz vermeden yolumuza devam ederken, dünyadaki değişimleri ve öncelikleri daha yakından takip etmeye çalışacağız. Bu çerçevede yayın kurulu üyelerimiz arasına Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muhsin Kar’ın dâhil olması da bilig’e güç katacaktır.
Yeni sayımızın faydalı olması temennisiyle iyi okumalar diler, saygılar sunarım.
Prof. Dr. Fırat Purtaş
Yayın Yönetmeni
Yakup Çelik
Biyografi Yazma Geleneği ve Cumhuriyet Sonrasında Biyografi SözlükleriBaşlangıçta tezkireler çevresinde gelişen biyografi türü, Tanzimat Dönemi’nde, Batı’da gelişen biyografilerin de etkisiyle kaynaklara dayalı yargılar sunan bir hüviyet kazanır. Türk edebiyatında biyografi yazma geleneği tezkirecilik misyonunu hiç terk etmez. Cumhuriyet’e kadar hem sözlük tarzındaki biyografilerde hem de bir şahsiyetin ele alınıp incelendiği biyografilerde önemli örnekler verilir. Âşık edebiyatında ise şair-nâmeler biyografi yazımında öncü durumundadır. İşlevleri sadece âşıkların bir veya birkaç mısra içerisinde bazı özelliklerini sunmaktan ibaret kalır. Cumhuriyet’in ilk döneminde orta öğretim kurumlarındaki edebiyat dersinin ihtiyaçları çevresinde kaleme alınan şair/yazar sözlükleri, sonrasında çok kapsamlı bir boyut kazanır. Behçet Necatigil’in 1960-1978 arasında bizzat kendisinin kaleme aldığı Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü çalışması önemli bir rol model olur. 2000’li yılların başında bazen kurumların bazen de komisyonların yürüttüğü çalışmalarla biyografi sözlükleri, ansiklopedi boyutuna taşınır. Günümüzde internetin hemen her alandaki etkin kullanımı biyografi sözlüklerinin de veri tabanına taşınmasına neden olur. Bu çalışmada Türk edebiyatındaki biyografi yazma geleneğinin, tezkirelerle başlayıp veri tabanına ulaşan gelişimi, Cumhuriyet sonrasındaki biyografi sözlüklerinin değişimi çevresinde incelenmeye çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Türk Edebiyatı, biyografi, tezkire, şair-nâme, isimler sözlüğü.
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.10201 [HTML]
Erol Özvar & Sadullah Yıldırım
Long-Term Changes in the Creation of New Cash Waqfs in IstanbulIn this paper, relying on information from almost 4,500 waqf deeds (vakfiye) available in Istanbul sharia court registers for the period 1550-1900, we study long-term changes in the creation of new cash waqfs including the periods of expansion, stagnation and crises. We also examine the participation of different groups—namely, officials (askeri), civilians (reaya), and women—as cash-waqf founders. We find that women were significant contributors to the waqf sector and that, contrary to a common assumption in the literature, officials’ participation as benefactors was proportional to that of other groups. Furthermore, we show that the relative shares of social groups as benefactors in the waqf sector fluctuated significantly over time. Thus, researchers should be cautious about making
eneralizations based on a single, set ratio of involvement as if it applies to all times and places.
Keywords: Cash waqf, Ottoman Empire, Istanbul, waqf deed, benefactors.
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.10202 [HTML]
Kenan Azılı
Kültürel Kavramsallaştırma Örneği: Eski Uygur Sivil Metinlerindeki Örü Kodı Bol- Yapısı ÜzerineEski Uygur sivil metinleri, diğer Eski Türkçe metinlerin aksine dinî içerikli tercüme yoluyla oluşturulmamış, hayatın içinde, halkın sosyal aktivitelerini gösterecek biçimde yazılmıştır. Bu anlamda metinler çok farklı düzeyde kültür kodlarını taşımaktadır. Bu metinlerde yer alan örü kodı bol- ifadesi, bugüne kadar yapılan çalışmalarda çeşitli anlamlandırma teklifleri yapılsa da tam anlamıyla çözüme kavuşamamıştır. İfadenin dil bilimsel açıdan mukayeseli incelenmesinin yanında kültürel kavramsallaştırma yönünden dil ve kültür ilişkisi içinde yeniden ele alınması gerekmektedir. Çalışmada, söz konusu ifadenin dil bilimsel değerlendirmesi için öncelikle ifadeyi oluşturan örü kodı yapısı incelenecektir. Daha sonra formun yardımcı fiil ile oluşturulmuş son şekli, metinlerde tanıklanarak sentaktik dizilimin pragmatik sıralaması göz önünde bulundurulup diğer formlarla denkliği kurulacaktır. Bu evrede kurulan denklikler kültür dil bilimin kültürel kavramsallaştırma dalına göre değerlendirilecek ve kültürel kodları analiz edilecektir. Çalışmanın en önemli amacı, bazı dil formlarının sadece dil bilimsel izah ile çözülemeyeceği, dil kültür ilişkisi ile kültür dil bilim gibi farklı disiplinlerin yardımı ile çözmek gerektiğini göstermektir.
Anahtar Kelimeler: Eski Uygur sivil metinleri, örü kodı bol-, ölüm, kültür dil bilim, kültürel kavramsallaştırma.
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.10203 [HTML]
Selin Süar Oral
Bir Mikro Tarih Anlatısı Olarak Ahtem Seitablayev Sineması’nda Kırım Tatar Toplumunun Temsili1990’lardan itibaren kimlik kavramının birçok disipline etki etmesi sonucu gündelik olayların ve sıradan insanlarının hikayelerinin anlatıldığı; makro anlatıda ötekileştirilen, edilgen kılınan veya yok sayılan yerel kültürlerin ve farklı kimliklerin temsillerinin dolaşıma sokulduğu bir süreç başlamıştır. Bir iletişim biçimi ve
popüler medya ürünü olarak sinema, kitlesel ve tecimsel boyutu nedeniyle makro tarih anlatısı üzerinden ilerleyerek hâkim ideolojilerin etkileriyle yapılandırılmış, ancak bağımsız sinemanın yükselişe geçmesiyle birlikte yeni temsil olanakları ortaya çıkmıştır. Bu çalışma, sinema alanyazınında alternatif bir söylem oluşturarak mikro tarih anlatısı kuran Ahtem Seitablayev’in yönetmenliğini üstlendiği Kaytarma (Khaytarma/ Хайтарма) ve Başkasının Duası (Chuzhaya Molitva/ Чужа Молитва) filmleri üzerinden Kırım-Tatar toplumunun popüler medyadaki temsiline odaklanmakta ve toplumun baskın kültürel yapısını eleştirel bir söylemle analiz etmeye çalışmaktadır. Amaçlı örnekleme olarak seçilen filmler, yönetmenin İkinci Dünya Savaşı esnasında Kırım Tatar halkının üstlendiği roller açısından resmi tarih alanında bilinmeyen öykülere ışık tutması sayesinde egemen söylemin dışında kalan mikro tarih anlatısına zemin oluşturmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kültürel iletişim, Mikro tarih, Kırım Tatar, sinema, kimlik, temsil.
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.10204 [HTML]
Hamidulla Dadabayev
XI.-XII. Yüzyıllar Eski Türk Dili Söz Varlığının Divânu Lugâti’t-Türk’teki İfadesiTarihî karşılaştırmalı dil biliminin gelişiminde büyük önem arz eden Divânu Lugâti’t-Türk Karahanlılar dönemi Türkçesinin özelliklerini yansıtan nadir bir kaynaktır. Eserde Eski Türkçenin zengin söz varlığı, Türkçedeki dil bilimsel süreçlerin gelişimi, kelime yapımı özellikleri, anlam daralması, anlam genişlemesi,
anlam karşıtlıkları gibi semantik değişimler, Türk boylarının söz varlığındaki benzerlik ve farklılıklar, kelimelerin etimolojisi, yer adları (toponimler), bazı kelimelerin ansiklopedik açıklamaları üzerinde durulmuştur. Makalenin temel amacı XI.-XII. yüzyıllar Eski Türk Dili söz varlığının Divânu Lugâti’t-Türk’teki yansımalarını araştırmaktır.
Anahtar Kelimeler: Tarihî karşılaştırmalı dil bilimi, sözcüksel özellikler, kelime yapımı, Türkçe kelimeler, alıntı kelimeler.
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.10205 [HTML]
Haldun Narmanlıoğlu & Tuğçe İyigüngör
Uygurlar Üzerinde Dijital GözetimÇin Halk Cumhuriyeti tarafından Doğu Türkistan üzerinde kurulan baskıcı yönetimin en önemli unsurları arasında dijital gözetim teknolojileri bulunmaktadır. Çalışmanın amacı Çin’in sahip olduğu teknoloji yoluyla Uygurlar üzerinde kurduğu dijital gözetimin ortaya konulmasıdır. Gözetimin ardında yatan felsefi ve ideolojik faktörlerin neler olduğu yine çalışmanın soruları arasındadır. Bu çerçevede Çin’in tarihi olarak ötekine bakışı ile Çinli olmayan milletleri yönetme politikaları ve Çin tarzı özerk yönetim anlayışı ele alınmıştır. Daha sonra sosyal düzen, devlete itaat ve hiyerarşi gibi prensiplere dayanan Konfüçyüsçü anlayışla kurulmuş dijital gözetim sistemi incelenmiştir. Bu amaçla Çin’in gözetleme odaklı teknolojik alt yapısı üzerine yapılmış akademik çalışmalar ve sivil toplum kuruluşlarının raporları taranmıştır. Çin hükümeti tarafından dünya kamuoyuna yapılan açıklamalar ile medyaya yansımış haber ve yorumlar incelenmiştir. Çalışmanın bulgularına göre dijital gözetim Çin’in Uygur politikasındaki en önemli araçlardan biridir. Doğu Türkistan, dijital gözetim yoluyla bir açık hava hapishanesine çevrilmiş, Uygurlara kendi kimliklerini yaşayabilecekleri serbest bir alan bırakılmamıştır.
Anahtar Kelimeler: Çin Halk Cumhuriyeti, Uygurlar, Sosyal Kredi Sistemi, dijital gözetim, panoptikon, akışkan gözetim.
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.10206 [HTML]
Sayyad Sadri Alibabalu
Turkey’s Security Policy towards Northern Syria and Iraq amid Regional Chaos (2011-2019)This study seeks to explain Turkey’s policies towards Iraq and Northern Syria in the context of regional geopolitical competition. The paper first explains the structure of the regional competitive system in the Middle East by taking into consideration the role and impact of Turkey, Iran and Saudi Arabia. Secondly, by focusing on the strategic goals of the regional actors, the paper contextualizes the logic of strategic rationality behind Turkey’s military and political engagements in Syria and Iraq. Finally, the research is addressing Turkey’s strategy for settling the Syrian crisis. One of the most important threats against Turkey during this period has been the emergence of the YPG, the Syrian offshoot of the PKK terrorist organization, which became the central component of the counter-terrorism policy of the US against ISIS. With the deepening of the crises in Syria and then in Iraq, as well as the failed military coup in Turkey in 2016, the government has changed its strategy and has consolidated itself as one of the most effective players in the Syrian crisis. The overall assessment of this research is that Turkey has managed the emerged threats in northern Syria and Iraq by pursuing a twin pillar policy and relying on diplomatic and especially hard power capacities and eventually, has become a pole in resolving the Syrian crisis since 2016 when gradually moved away from the Western coalition.
Keywords: Turkey, international system, regional chaos, Iraq, Syria.
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.10207 [HTML]
Fehmi Yılmaz
Yayın Değerlendirme / Book Reviews: Hakan Kırımlı. Geraylar ve Osmanlılar: Kırım Hanlık Hânedânının Osmanlı Devleti’ndeki Hikâyesi. Ötüken Yayınları, 2022.350 yıl Kırım Hanlığının başında bulunan Geray hanedanı, 1475'ten itibaren Osmanlı Devleti arasında önemli bağ kurdu ve Osmanlı devletine bağlı hale geldi. Bu kitap Geray hanedanının hikayesini ve geride bıraktıklarını anlatan kitabı değerlendirmeyi amaçlamaktadır
Anahtar Kelimeler: Kırım Hanlığı, Geray, Osmanlı Devleti
[HTML]