Sayı: 94 Yaz 2020
Editörden
Saygıdeğer okurlar,
bilig’in yeni sayısını sizlerle buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Tarih, sosyoloji, edebiyat, uluslararası ilişkiler, iktisat, dil ve eğitim disiplinlerinden derlediğimiz on seçkin makaleyi ilgiyle okuyacağınıza inanıyoruz. Covid-19 salgını nedeniyle tüm dünyanın olağanüstü bir dönemden geçtiği bu günlerde bilig’e virüsün farklı alanlara etkilerine ilişkin çok sayıda makale gelmektedir. Yayın Kurulu olarak Covid-19 ile ilgili makaleleri değerlendirme sürecine almadan bir süre bekletme yönünde bir karar benimsedik. Zira, bu küresel krizin neden ve sonuçlarını bilimsel bir şekilde ortaya koyacak sağlıklı verilerin henüz yeterli düzeyde oluşmadığı kanaatindeyiz. Yazarlarımızın bu tutumumuzu anlayışla karşılayacağına inanıyoruz.
Mayıs ayı içerisinde Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevveli Heyeti Başkanlığı görevinde devir teslim gerçekleşmiştir. Mütevelli Heyet Başkanlığını beş yıl boyunca başarıyla yürüten Prof. Dr. Musa Yıldız görevi Prof. Dr. Muhittin Şimşek’e teslim etmiştir. Görevi süresince bilig'in kalitesinin yükseltilmesine vermiş olduğu eşsiz katkılar için Prof. Dr. Musa Yıldız’a bilig Yayın Kurulu olarak minnettarlıklarımızı sunarız.
Türkiye’de akademik atama ve yükselmede aranan temel kriterlerden biri de SSCI tarafından taranan dergilerde yayın şartıdır. Bununla birlikte Türkiye’de sosyal bilimler alanında bu nitelikte dergi sayısı yok denecek kadar azdır. Hâl böyle olunca bilig’e aşırı bir makale akışı söz konusudur. Bu ortamda bilig yayın kurulu objektiflik ve bilimsellikten ödün vermeyen şeffaf çalışma yöntemi ile bu yükü göğüslemektedir. Mütevelli Heyet Başkanlığının yayın kuruluna sağladığı dışardan müdahaleye fırsat vermeyen özgür çalışma ortamı ise bilig’in indekslerdeki konumunu güçlendirmesindeki en değerli katkıların başında gelmektedir. 2021 yılında 25. yılını dolduracak ve 100. sayısını yayınlayacak olan bilig yeni dönemde de aynı anlayışla yoluna devam edecektir. Bu konudaki hassasiyetini ve yayın kurulumuzun çalışmalarına sınırsız desteğini ifade eden Mütevelli Heyet Başkanımız Prof. Dr. Muhittin Şimşek’e yeni görevinde başarılar diler, teşekkürlerimizi sunarız.
bilig’in etki faktöründeki artışla ilgili sevindirici bir haberi de sizinle paylaşmak isteriz. Clarivate Analytics’in bünyesinde yer alan Social Science Citation Index'te (SSCI) Area Studies alanında dizinlenen bilig bu dizindeki konumunu her geçen yıl daha da güçlendirmektedir. Web of Science Journal Citation Reports (JCR) tarafından Haziran 2020’de açıklanan veriler bilig Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi’nin etki faktörünün (impact factor) istikrarlı bir şekilde artmaya devam ettiğini göstermektedir.
JCR değerlendirme yılları bilig etki faktörü
2015 |
0.047 |
2016 |
0.098 |
2017 |
0.087 |
2018 |
0.132 |
2019 |
0.219 |
İlgili raporda yer alan Türkiye adresli 57 dergiden 48’inin etki faktörü bir önceki yıla göre artmış, 9’ununki ise düşmüştür. Dergimizin %66 oranında bir etki faktörü artışıyla en yüksek artış gösteren dergiler arasında yer alması yazarlarımızdan hakemlerimize, sekreteryadan yayın kurulu üyelerine titiz bir ekip çalışmasının neticesidir. Emeği geçen herkesi tebrik ediyoruz. Yeni sayımızın hayırlı olmasını diler, saygılar sunarız.
Prof. Dr. Fırat Purtaş
Yayın Yönetmeni
Osman Şimşek
“Düşünce Yöntemi – Kültür Değişmesi” İlişkisinin Modern Türkiye’de Pozitivist Düşünceyi Etkinleştirmesinin SosyolojisiTevhidi Düşünce bir “Kâinat Ana Sistemi” olarak İslam medeniyetinin (Umran’ının) ana düşünce kaynağını oluşturur. “Tevhit”, “bir”lik, ya da Allah’ın “Ehadiyeti” üzerinde “bir”leme olarak bilinir. Bu bağlamda genelde kâinatta ve özelde dünya üzerindeki her şeyde “tevhit” niteliği bulunmaktadır. Buna göre de dünya üzerinde tüm ilimler, toplum sistemleri, bilgi üretme anlayışları gibi pek çok unsurun Tevhidi Düşünce yöntemine (metodolojisine) göre oluşmaktadır. Tevhidi Düşünce yöntem geleneğinden modern düşünce yöntem geleneğine geçen bir kültürel değişme sürecinde Tevhidi Düşünce geleneği, 19. yüzyıla kadar Osmanlı’yı Cihan hâkimiyeti yapmıştır. Oysa 19. yüzyıldan günümüze kadar aşama aşama yaşanan pozitivist temelli kültür değişmesi (batılılaşma/batılılaştırma) sonucu Türkiye dünya üzerinde; az gelişmiş, taklitçi bilgi üreten bir doğu toplumu şeklinde oryantalist tanımlamaya muhatap olmuştur. Bu noktada yaşanan mevcut durumu “Düşünce Yöntemi-Kültür Değişmesi” bağlamında ele alarak, bu iki unsurun etkileşimi neticesinde ortaya çıkan Türkiye’deki sosyolojik durumunu açıklamak, bu çalışmanın ana amacını oluşturmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Tevhidi Düşünce, düşünce yöntemi, kültürel değişme, pozitivizm, medeniyet inşası.
DOI : 10.12995/bilig.9401 [HTML]
Derya Güler Aydın
Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde Weber’in İzsürümü: Rasyonel ve İrrasyonel DeğerlerAhmet Hamdi Tanpınar’ın eserinde bir kurum olarak işlenen Saatleri Ayarlama metaforu, modernizmle yeni tanışan bir toplumun yaşadığı zihniyet değişimini ve bu değişimin sancılarını ortaya koymak üzere kullanılır. Weber’in Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu (1997) adlı eserinde ortaya koyduğu biçimiyle Asketik çalışma ruhu ve disiplininin doğal sonucu olarak ortaya çıkan sermaye birikimi, kapitalist gelişmenin temel unsurlarından birisidir. Weber’de modernitenin ve bununla birlikte formel rasyonalitenin yükselişi, Protestan Ahlakının gerektirdiği çalışma disipliniyle ilişkilidir. Weber’in rasyonalitenin farklı türleri ve özellikle
formel rasyonalite ve bürokrasi gibi temel kavramlar üzerinden ortaya koyduğu modernizm eleştirisi, Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde roman boyunca inşa edilmeye çalışılan bürokratik bir kurum üzerinden sunulmaktadır. Bu çerçevede, Saatleri Ayarlama Enstitüsü isimli romanı, iktisat ve sosyoloji alanında oldukça önemli eserler vermiş olan Weber ile buluşturan bu çalışmanın amacı, disiplinler arası bir yaklaşımla, modern toplumda ve/veya bu topluma geçiş sürecinde yaşanması muhtemel sancıların, toplum ve bireyin hayatı üzerinden yeniden düşünülmesini sağlamaktır.
Anahtar Kelimeler: Tanpınar, Weber, modernite, bürokratik kurumlar, rasyonalizm, değerler.
DOI : 10.12995/bilig.9402 [HTML]
Zerde Duisembekova & Kemal Sinan Özmen
Analyzing Language Learning Beliefs of English Student Teachers: A Cross-Cultural Study Across Turkic RepublicsThe purpose of this study was to explore Kazakhstani and Turkish student teachers’ beliefs about English language learning, and whether there are any differences between their beliefs in terms of cultural background. The Beliefs about Language Learning Inventory (BALLI) was conducted with 239 student teachers enrolled in ELT programs at the universities in Kazakhstan and Turkey. This inventory included items on aptitude, nature of language learning, learning and communication strategies, and motivation. The overall difference between the beliefs of Kazakhstani and Turkish student teachers was investigated by running a Man Whitney-U test, which showed a significant and meaningful difference between Kazakhstani and Turkish student teachers’ beliefs. It was found that student teachers had shared similar beliefs about language learning, and motivations and expectations. However, they had different beliefs in terms of beliefs toward language aptitude, nature of language learning and learning and communication strategies. In light of these findings, it might be said that national origin/ethnicity does affect student teachers’ beliefs about language learning.
Keywords: Student teachers’ beliefs, English language learning, Turkic Republics, cross-cultural study.
DOI : 10.12995/bilig.9403 [HTML]
Engin Arık
An Experimental Approach to Word Order in Turkish Sign LanguageThe present study offers an experimental linguistic perspective to investigate word order in sign languages, focusing particularly on word order in Turkish Sign
Language (Türk İşaret Dili-TİD), one of the oldest, yet relatively understudied, sign languages. Two experiments were conducted to investigate TİD signers’
acceptability judgments of various orders of linguistic forms in a sentence. Experiment 1 consisted of 26 intransitive sentences with a 2x2 (SV vs. VS;
Human vs. Animal) within-subjects design whereas Experiment 2 consisted of 28 transitive sentences with a 3x2 (Subject order: First vs. Middle vs. Last;
Object order: Object-before-Verb vs. Object-after-Verb) within-subjects design. Both experiments asked native TİD signers (n=8 and n=6, respectively) to rate
sentences using 5-point Likert scales. Results from Experiment 1 showed that there was a significant main effect of Sign Order, indicating that participants
gave significantly higher ratings to SV order over VS order. There was no main effect of Subject Type but an interaction between Sign Order and Subject Type.
Results from Experiment 2 showed a significant main effect of object-verb order indicating that participants’ ratings for the Object-before-Verb order were
significantly higher than those for the Verb-before-Object order. In Experiment 2, there was no significant main effect of subject order or interaction. These findings suggested that TİD has a preference for SV and OV over other possible orders.
Keywords: Word order, Turkish Sign Language, Experimental Linguistics.
DOI : 10.12995/bilig.9404 [HTML]
Mehmet Alparslan Küçük
Orta Asya’dan Anadolu’ya Türk Geleneğinde “Don Değiştirme”Türkler; İslam’ın yayılış sürecinde, Orta Asya’dan Anadolu’ya gelmiş ve Geleneksel Türk Dini inanışlarını, Anadolu’da, İslamî kisve altında yaşatmışlardır/ yaşatmaktadırlar. Hatta yer yer Geleneksel Türk Dini inanışı ile İslam inancı yan yana götürülmüş, İslam’a uygun olmayanların bir kısmı çıkarılmış, bir bölümü İslami kisveye büründürülmüş ve bazıları da değiştirilmeden aynen “örf ” olarak muhafaza edilmiştir. Bu bağlamda Geleneksel Türk Dini inanışına sahip Türk boyları ile İslam inancını benimseyen Türkler arasında bazı ortak inanışlar ve gelenekler ortaya çıkmıştır. Bu ortak anlayışlardan ve inanışlardan biri de “don değiştirme” motifi olmuştur. Türklerin menkıbelerindeki, masallarındaki ve efsanelerindeki en önemli motiflerden biri olan “don değiştirme”; ölüm ve ruh, sınama, üstünlük/keramet ve yaratılış unsuru olarak dört temel yapıda kendisini göstermektedir. Bu çerçevede makalemizde, ilk olarak, don değiştirme motifinin (tartışmalara girilmeksizin) kavramsal analizi yapılmış, ardından da ölüm, ruh, sınama (ödül/ceza), keramet, üstünlük ve yaratılış/türeme unsuru olarak ortak payda çerçevesinde örneklendirilmesi gerçekleştirilmiştir. Sonuç kısmında ise genel bir değerlendirme yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Şaman, Alevilik/Bektaşilik, Türk geleneği, motif, don değiştirme.
DOI : 10.12995/bilig.9405 [HTML]
Nuri Adıyeke
Tarih Yazımında Sınırlandırmalar: Tarihçi İçin Ceteris ParibusDiğer bilimlerde olduğu gibi tarih biliminde de araştırmacının ele aldığı problematiğin sınırlandırmalarını doğru tespit ederek, çalışmasını buna uygun olarak yönlendirmesi beklenir. Bu sınırlandırmalar birkaç şekilde düşünülebilir:
I-Yazım amacına göre sınırlandırmalar: Doktora veya kitap çalışmaları, makale çalışmaları, bildiri tebliğ çalışmaları. Doktora ve kitaplarının geniş hacimli çalışmalar olması çerçevesinde konular oldukça geniş tutulabilmektedir. Sınırlamalar daha az olmakla birlikte yine de vardır ve bu tür çalışmalarda sınırlamalar tarif edilmekte ve çalışmanın dışında tutulan alan ve problematikler tanımlanmaktadır. Makale yazımları için de bu durum kısmen görülebilmektedir. Fakat bildiri, tebliğ sunumları bu konuda çok ciddi bir sorun barındırmaktadır. Gerek ulusal, gerekse uluslararası kongre ve sempozyumlarda birçok konuşmacı kendilerine tanınan sürenin çok büyük bir kısmını genel çerçeveye veya bilinenlere ayırarak süresinin birkaç dakikasını ancak yeni ve problematik edilen konuya ayırabilmektedir. Yapılamayan sınırlandırma çalışmayı kadük bırakmaktadır.
II-Kaynak kullanımına göre sınırlandırmalar: Özellikle Osmanlı tarihi ile ilgili birçok çalışma belli bir kaynağa göre yapılmaktadır. Şüphesiz dönemlere göre belli kaynak gruplarının yoğun kullanımı kaçınılmaz ise de; tek tip kaynağa dayalı (Tapu Tahrir Defterlerine Göre… / Temettuat Defterlerine Göre… / Kadı Sicillerine Göre…) çalışmalar ciddi eksiklikleri doğurmakta ve mutlaka başka kaynaklarla desteklenmesi gerekmektedir.
III- Kronolojik sınırlandırmalar: Tarih yazımında en çok rastlanan sınırlama şeklidir. Birçok kez izah edilen sınırlamalara rastlanılsa da kimi zaman hiçbir anlamı olmayan ve tamamen keyfi kronolojik sınırlamalar da görülmektedir.
IV-Olay ve olgulara göre sınırlandırmalar: Tarih geçmişin bilimi olduğuna göre, günümüzde olduğu gibi her olay ve olgu onu belirleyen binlerce başkaları ile ilişkilidir. Ele alacağımız problematiği betimleyen bütün etki faktörlerinin açıklanması birçok kez mümkün olamayacaktır. Bu durumda tarihçi için önerimiz birçok sosyal bilimde (özellikle iktisat biliminde) yoğun olarak kullanılan ceteris paribus önerisidir. Problematik olarak tanımlanan konunun analizinde, binlerce değişken/etken faktörün sabit olduğu varsayımı ile hareket edilerek sadece bir değişken analizi esasına dayalı bu çözümleme kuramsal olarak analiz yeteneğimizi güçlendirecektir.
Çalışmamızda yapılamayan sınırlandırmaların oluşturduğu bilimsel problemler; yanlış yapılan sınırlandırmaların oluşturduğu problemler örneklenerek sınırlamalara dair önerilerimiz sunulmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Tarih, tarihçi, metot, sınırlama, ceteris paribus.
DOI : 10.12995/bilig.9406 [HTML]
Şener Şükrü Yiğitler
Ahmet Midhat Efendi’nin Askerlik ve Savaşa Dair GörüşleriTanzimat Dönemi’yle birlikte hızlı bir Batılılaşma sürecine giren Osmanlı İmparatorluğu, aynı zamanda, Batılı güçlerle yoğun bir savaş halindeydi ve bu durum Batılılaşma hareketinin her alanı için düşünce üreten Ahmet Midhat Efendi için son derece önemliydi. Ahmet Midhat Efendi’nin Zâbit (1891) ve Edvâr-ı Askeriye (1891) adlı deneme kitapları onun bu konuya gösterdiği önemi ortaya koymaktadır. Bu kitaplarında öne sürdüğü modern askerlik ve savaş anlayışıyla ilgili düşüncelerini Batılı kaynaklara dayandırdığı anlaşılan Ahmet Midhat Efendi’nin “asker-millet”, “sosyal Darwinizm” gibi militarist düşünceyle özdeşleştirilen kavramlardan faydalandığı görülmektedir. Ayrıca, Ahmet Midhat Efendi bu düşüncelerini 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı’nın ardından yayımladığı Türk edebiyatının ilk savaş romanlarından biri olan Gönüllü’ye (1897) yoğun biçimde yerleştirerek daha geniş kitlelere ulaştırmıştır.
Bu makalede Ahmet Midhat Efendi’nin, Zâbit, Edvâr-ı Askeriye ve Gönüllü adlı eserlerinde askerlik ve savaş konularına dair görüşlerindeki ortaklıklar ve başta militarizm olmak üzere, bu üç eserde referans noktası olarak kullandığı Batılı düşünce ve ideolojiler tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Ahmet Midhat Efendi, Zâbit, Edvâr-ı Askeriye, Gönüllü, militarizm, savaş, askerlik.
DOI : 10.12995/bilig.9407 [HTML]
Halit Çal
Malatya Kırklar Mezarlığı Mezar – Mezar Taşlarında BezemeMalatya Kırklar Mezarlığı 2011-2012 yılları kazılarında 312 envanterlik mezar - mezar parçası belirlenmiştir. Mezar ve mezar taşı tipi hakkında fikir vermeyen, ancak bezemeli 14 parça da eklendiğinde toplam 326 örnekteki bezemeler değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bezemeler bitkisel, geometrik, nesneli ve figürlü diye dört tiptir. Bitkisel bezeme 30 örnekte yer alır. İki ana, üç alt tipi vardır. Yatay ve düşey eksende aynı birimin tekrarlandığı rumi, palmet, lotuslardan oluşurlar. Tarihi bilinen ikisi 14. yüzyıldandır. Kalanları 14-15. yüzyıllarda yapılmış olmalıdır. Benzer motifler Türkiye’de 13-15. yüzyıl mimarisinde ve mezarlarında görülür.
Geometrik bezeme 17 ana, 5 alt tiptir. 111 örnekten tarihli 18 tanesi 14. yüzyıldandır. Nesneli bezeme olarak 25 tanesinde kandil ve şamdan işlenmiştir. Tarihi bilinenlerden dördü 14. yüzyıldandır, biri 1436 tarihlidir. Kalanlarını 14-15. yüzyıllara tarihliyoruz. Kazıda figürlü örnek bulunamamıştır. Yayınlara geçmiş bugün kayıp üç örnekten birinde burçları gösterdiği düşünülen balık, oğlak ve boğa, diğerinde insan yüzlü güneş işlenmiştir. Üçüncüsü bir insan heykelidir.
Anahtar Kelimeler: Malatya, mezar – mezar taşı, bitkisel, geometrik, nesneli, insan – hayvan figürü.
DOI : 10.12995/bilig.9408 [HTML]
Tuğçe Ersoy & Tuncay Kardaş
Kimlik-Güvenlik İlişkisini Anlamak: Toplumsal Kimlik, Sosyal Psikoloji ve Toplumlar-Arası Güvenlik İkilemiSoğuk Savaş ve 11 Eylül sonrası dönem, dünya siyasetinde ve Uluslararası İlişkiler disiplininde yeni tartışmaların ve yeni yaklaşımların yolunu açtığı gibi, Güvenlik Çalışmaları alanında da yeni arayışların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu çalışma, Kopenhag Okulu’nun güvenlik anlayışını genişleten ve derinleştiren yaklaşımı altında; uluslararası ilişkilerin en köklü kavramlarından olan güvenlik ikilemini, kimlik güvenliği perspektifinden ele almakta ve “toplumsal/toplumlar arası güvenlik ikilemi” kuramı ışığında yeniden değerlendirmektedir. Çalışmanın iki iddiası vardır. Birincisi, toplumlar arası çatışmayı anlamak bir bakıma kimlik dinamiklerini anlamak olduğundan, sosyal psikoloji disiplini alanına girilmesi kaçınılmazdır. Bu yüzden çalışma disiplinler arası bir yaklaşımla toplumsal güvenlik ikilemini çözümlemekte ve kimlik güvensizliğinin nasıl ortaya çıktığını bütüncül bir yaklaşımla irdelemektedir. İkincisi, bu çalışmaya göre Paul Roe tarafından geliştirilmiş olan toplumsal güvenlik ikileminin ortaya çıkma aşamalarında bir boşluk/geçişsizlik vardır. Mevcut çalışma, bu boşluğu sosyal psikoloji disiplininden bir kavram -cepheleşme- ile doldurmayı önermektedir.
Anahtar Kelimeler: Toplumlar-arası güvenlik ikilemi, grup kimliği, kopenhag okulu, sosyal psikoloji, güvenlikleştirme, çatışma ve cepheleşme.
DOI : 10.12995/bilig.9409 [HTML]
Seymur Ağazade
Petrol Fiyatları ve Kazakistan Reel Döviz Kuru: ARDL Sınır Testi YaklaşımıBu çalışmada, reel petrol fiyatlarının Kazakistan reel döviz kuru üzerindeki etkisi incelenmiştir. Bu amaçla, reel döviz kuruna ilişkin farklı endeksler ve sınır testi yaklaşımı kullanılmıştır. Uygulanan ARDL yaklaşımının uzun döneme ilişkin sonuçları, reel petrol fiyatlarındaki artışın Kazakistan’ın ticaret yaptığı tüm ülkeleri kapsayan reel efektif döviz kuru ile BDT dışındaki ülkeleri kapsayan reel efektif döviz kurunun değerlenmesine, fakat BDT ülkelerini kapsayan reel efektif döviz kurunun ise değer kaybetmesine neden olduğunu göstermektedir. Bunun yanı sıra, ARDL hata düzeltme modeli, uzun dönem ilişkide ortaya çıkan bir sapmadan sonra tekrar dengeye dönüş sürecinin, diğer iki kur göstergesine nispeten, BDT ülkelerini kapsayan reel efektif döviz kuru dikkate alındığında daha kısa sürdüğünü göstermektedir. Çalışma sonuçlarına göre, reel döviz kuru istikrarı için, gelişen petrol ve doğalgaz sektörleri ile birlikte Kazakistan’ın diğer sektörlerde de gelişmeyi sürdürmesi ve özellikle petrol ve doğalgaz bakımından zengin komşu ülkelerle ticaret hacmini artırması önem taşımaktadır.
Anahtar Kelimeler: Petrol fiyatları, Reel döviz kuru, sınır testi, ARDL yaklaşımı, Kazakistan.
DOI : 10.12995/bilig.9410 [HTML]
Burak Kürkçü
Yayın Değerlendirme / Book Reviews: Ömer Aslan (2018). The United States and Military Coups in Turkey and Pakistan: Between Conspiracy and Reality. Basingstoke: Palgrave Mcmillan.Bu çalışmada, Ömer Aslan’ın Soğuk Savaş yıllarında Türkiye ve Pakistan’da gerçekleşen askeri darbelerde Amerika Birleşik Devletleri’nin rolünün olup olmadığını analiz ettiği kitabının değerlendirmesi ve eleştirisi yapılmaktadır. Dış etkenlerin askeri darbelerdeki rolüne ilişkin yeterli miktarda çalışma bulunmadığı değerlendirilerek yazılan kitabın temel bulgusu, ABD tarafından askeri darbeler öncesinde verilen sinyaller, darbeler esnasındaki destek açıklamaları ve darbeler sonrasında sunulan askeri, siyasi, ekonomik ve diplomatik yardımlar vasıtasıyla darbecileri cesaretlendirdiğidir. Söz konusu bulgularıyla birlikte kitabın değerlendirildiği bu çalışmada ise kamu diplomasisi uygulamaları ve Merkezi İstihbarat (CIA) belgelerinin de dahil edilmesinin getireceği sonuçlar ele alınmaktadır.
Anahtar Kelimeler: ABD, Asker, Darbe, Pakistan, Türkiye.
[HTML]