Son Sayı
Sayı: 113 Bahar 2025
Editörden
Saygıdeğer Okurlar,
bilig’in yeni sayısını sizlere ulaştırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu sayımızın da Türk dünyasının çok boyutlu bütünleşmesi çabalarına bilimsel katkı sağlayan, etki faktörü yüksek, insanlığa ışık tutan birbirinden değerli çalışmalardan müteşekkil olduğuna inanıyoruz.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Türkoloji ve Türk dünyası sosyal bilimler çalışmaları yoğunlaşmış olup hem nicelik hem de nitelik olarak sürekli artış göstermektedir. Türk dünyası meselelerine dair her yıl onlarca bilimsel etkinlik düzenlenmekte, akademik
yayın neşredilmektedir. Öte yandan sürekli çoğalan külliyat ve farklı dillerde yayın çeşitliliği özgün ve alana yenilik getiren çalışmaların takibini de güçleştirmektedir. Bu açıdan bilig’in Türk dünyası sosyal bilimler alanında özgün çalışmalara ulaşmanın aracı olarak seçkin konumu daha da önem kazanmaktadır.
2-3 Nisan 2025 tarihlerinde Ahmet Yesevi Üniversitesi “Kazak Dili Bilim Dili” konulu sempozyumun ikincisine ev sahipliği yapmıştır. Bu sempozyumun paydaşlarından biri de bilig dergisi olmuştur. Sempozyum kapsamında bilig’in koordinatörlüğünde “Türk Dünyası
Bilim Diplomasisi” başlığı altında editörler çalıştayı düzenlenmiştir. Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’dan katılımcıların yer aldığı çalıştayda özellikle Türkoloji alanında yayın yapan üniversite dergileri arasındaki iş birlikleri üzerinde durulmuştur. WoS ve Scopus başta olmak üzere uluslararası dizinlerle ilgili gelişmeler, akademik yayıncılıkta yeni eğilimler, yazarlık ve hakemlik süreçlerinde karşılaşılan sorunlar gibi konuların konuşulduğu çalıştay bu alanda daha fazla iş birliğine duyulan ihtiyacı da göz önüne sermiştir.
Bilgi teknolojilerinde meydana gelen baş döndürücü gelişmeler neticesinde özellikle yapay zekânın ortaya çıkardığı tehditler ve fırsatlar, özgün içerik üretiminden bunun ilgilisine ulaştırılmasına kadar pek çok farklı konuda harekete geçilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu çerçevede Türkçe ve Türkçenin farklı lehçelerinde bilimsel yayın sayısının artırılması üzerinde durulması gereken konulardan biridir. Yardımcı teknolojiler sayesinde herhangi bir dilde yazılmış bir makaleyi istediğiniz dile çevirmek kolaylaşmıştır. Ancak makinalar marifetiyle özel bir konuda özgün bir telif eserin meydana getirilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla evrensel bir bakış açısıyla Türkçe düşünerek, Türk dünyasının zengin kültürel mirasına ya da Türk dünyası güncel meselelerine çözüm arayışıyla kaleme alınmış herhangi bir çalışma hangi dilde kaleme alınmış olursa olsun Türkçedir.
Türk dünyasının ortak yükseköğretim kurumu olan Ahmet Yesevi Üniversitesinin yürüttüğü öğretim üyesi yetiştirme programı gibi çabalar neticesinde Türk dünyasında yeni bir akademisyen kuşağı teşekkül etmektedir. Yeniğe ve gelişime açık, dünya ile bütünleşmiş, Türk dünyasının birliği mefkuresini benimsemiş, gerçekçi olduğu kadar iddialı bu genç kuşak akademisyenlerimizin başarıları Türk dünyasının ortak geleceği açısından da son derece ümit vericidir. Gücünü köklü geçmişinden alan, çağdaş dünyanın meydan okumalarına karşı kendini sürekli geliştiren, yenilikçi ve dinamik bir yaklaşımla geleneği de yaşatan bu genç akademik çevre aynı zamanda bilig’in yarınları için güvencedir.
Bu düşüncelerle yeni sayımızın faydalı olmasını temenni eder, keyifli okumalar dileriz.
Prof. Dr. Fırat PURTAŞ
Editör
Mehmet Emin Erendor & Emre Çıtak
Examining the Security Dimension of the Organization of Turkic States by Addressing Border Issues: Kyrgyz-Tajik Border ConflictThis study aims to evaluate the Organization of Turkic States’ approach to security with a special focus on border issues in the region after the collapse of the Soviet Union. The emergence of
independent states in the Caucasus and Central Asia led to border conflicts with neighbouring countries. While some of these disputes have been resolved through agreements, others persist.
Given the potential for border issues to escalate into conflicts, achieving peaceful resolutions is crucial for regional stability and fostering interstate cooperation. Within this framework, 1999
Batken Events hold significant importance. These events not only epitomize the persistent border issues between Kyrgyzstan and Tajikistan but also bring regional border disputes into the forefront of attention. Today, border disputes present a significant challenge for the Organization of Turkic States, which is expanding its cooperation among member states and claims to pursue an effective security strategy. It can be argued that the OTS’s efficiency in peacefully resolving border disputes, which are sensitive security matters, could directly affect the organization’s future international standing.
Keywords: Organization of Turkic States, border issues/problems, Turkic World, Kyrgyz-Tajik border dispute, security, Batken Events.
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.7916 [HTML]
Meral Balcı
Women’s Representation and Participation in Politics in Uzbekistan from 1991 to 2023Uzbekistan enacted a new constitution and a series of laws after the proclamation of independence in 1991. The functioning of the new state in a democratic way was organized according to these laws. In this study, it was investigated whether the laws enacted had influence on women’s participation and representation in politics along with democracy, and if so, in what ways they were applied. As the method of the study, a descriptive design with semistructured interviews and document analyses was applied to obtain data for the triangulation of a mixed-method approach. The current situation and dynamics regarding women’s participation and representation in politics were explored by analysing original governmental documents related to Uzbek
Constitution and by conducting semi-structured interviews with nine Uzbek citizens. As the results exhibited, it was seen that women in Uzbekistan were represented in the politics as mentioned in the laws. However, as the data analysis indicated the so-called representation and participation of women in Uzbekistan remained on the surface level. Depending on the reported results, it could be stated that the representation and participation were limited and not efficient and actively implemented in the real-life context.
Keywords: Uzbekistan, constitution, law, women, representation, participation, politics.
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.11302 [HTML]
Oğuzhan Aydın
Türk Dünyası Sözlü Şiir Geleneği İçinde Görme Engelli Söz UstalarıTarih boyunca bilimin ve sanatın çeşitli alanlarında körlerin önemli bir yeri olmuştur. Onların yaratıcılıklarının görme engelleriyle ilgisinin olup olmadığı konusu ise tartışılmaya devam
etmektedir. Türk kültür tarihinde de görme engelli olduğu hâlde yaratıcılıklarıyla ve ürettikleri eserlerle toplumu aydınlatan bilim insanı ve sanatçıların sayısı kayda değerdir. Bunların
arasında destan anlatıcıları ve halk şairleri de vardır. Makalede bu halk şairleri arasında ömrünün son yıllarında yaşlılığa dayalı olarak kör olanlar değil, doğuştan veya sanatlarının yaratıcılık
dönemlerinin başlarında kör olanlar incelemeye dâhil edilmiştir. Hemen tamamının görme engellerinin yanı sıra çok yoksul bir hayat yaşamaları, okuma yazma bilmemelerine veya sonradan
öğrenmelerine rağmen düşünce ve anlam bakımından zengin eserler üretmeleri ve içinde bulundukları geleneği yaşatıp ona yenilikler kazandırmaları ayrıca dikkate değerdir. Makalede,
Anadolu, Azerbaycan, Yakutistan (Saha), Altay, Kazak, Kırgız, Türkmen sahalarındaki görme engelli âşıklar, destan anlatıcıları ve halk şairleri hakkında bilgiler verilmiştir. Böylelikle görme engelli olmakla ustalıkla söz söyleme arasındaki ilişki makalede adı geçen sözlü şiir temsilcileri bağlamında ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Türk dünyası, körlük, destan, âşık, halk şairi, sözlü şiir, gelenek.
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.11303 [HTML]
Nükhet Okutan Davletov & Timur B. Davletov
Altın Köl I (E 28) Yazıtında Geçen Umay Beg İfadesi ÜzerineTürklerin geleneksel inanç sisteminde ilk olarak Türk runik metinleriyle tanıklanan Umay, sıklıkla hamile ve lohusa kadınları koruyan, insan ve hayvan yavrularının doğması için gerekli kut yani ruhu verip onları koruyan dişi bir kutsal olarak tanımlanmaktadır. Etnografik dönem ve günümüz kayıtları da Umay’ı bu doğrultuda değerlendirmeye olanak veren bilgilerle doludur. Bu sebeple Yenisey bölgesi epitaflarından E 28 numaralı Altın Köl I yazıtında geçen umay beg ifadesinin anlamı üzerinde bir fikir birliğine varılamadığı; yetki sahası hamilelik, doğum ve lohusalık üçgeninde görülen dişi bir kutsal varlık ile eril bir ünvan olduğu düşünülen beg yani bey unvanının yan yana gelmesinin kontekste uymadığı görüşünden yola çıkılarak yapılan okumaların çoğunlukta olduğu görülmektedir. Bu çalışmada ise Yenisey sahası epitafik runik yazıtlarından E 28 numaralı Altın Köl I yazıtında geçen tartışmalı umay beg ifadesi hakkında Kormuşin’in okuma ve anlamlandırması desteklenmekle birlikte Umay’a beg denmesinin potansiyel sebebi daha önce yapılmamış bir şekilde Sibirya Türklerinin inançları ve mitolojisi üzerinden açıklanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Umay, Şamanizm, Hakas, Eski Türkler, Runik yazıtlar.
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.7537 [HTML]
Alev Karaduman
Reflection of the Turkish Image and Turcophobia in the Turkish Translation of C. Marlowe’s Tamburlaine the Great through Bourdieu’s Notion of ‘Habitus’“The image of the Turk” has been proved to be a quite popular topic utilised in studies of English literature, art, and history. The mutual diplomatic “friendship” initiated by the official agreement between the English and Turks in the 15th century as opposed to the hegemony of the Spanish navy changed its route and turned to be a hostile one as a reaction to the political power of the Ottomans over the Europeans. The concept of “Turk”, used in the senses of “barbarian, vulgar, uncivilised, uncultured and gavur”, has begun to be employed as a vehicle to show the reaction and enmity against the Ottomans in many literary works. In this respect, Christopher Marlowe, being one of the most eminent representatives of the 16th century English drama, staged his masterpiece Tamburlaine the Great (1587) which was translated into Turkish with the title Büyük Timurlenk. In this specific work, he represents the “image of the Turk” and reflects “Turcophobia” that is known to be the enmity and fright of Turks as observed in 15th and 16th century Europe. The major distinction and aim of this article is to analyse Marlowe’s original work Tamburlaine the Great and to compare and contrast it with its Turkish translation entitled Büyük Timurlenk in the light of socio-cultural and political biases to show the negative attitudes towards the Turks, which would turn into Turcophobia later through Bourdieu’s notion of “Habitus”.
Keywords: Christopher Marlowe, Tamburlaine the Great, Büyük Timurlenk, Turcophobia, Translation Studies, National prejudice, Bourdieu, Habitus.
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.7342 [HTML]
Erdal Aydoğmuş & Halit Aşlar
Kasım Tınıstanov’un Eserlerinde Değerler Eğitimi ve Kaleme Aldığı Pedagojik/Didaktik Metinlere Analitik Bir BakışDeğerler eğitimi toplumsal bütünlüğün sağlanması ve bireylerin insanî ve ahlaki değerlerle yetiştirilmesi noktasında çok kıymetli bir yere sahiptir. Kasım Tınıstanov ilmî, edebî ve kültürel çalışmalarının yanında henüz kurulan Kırgız eğitim sisteminin oluşması ve gelişmesi adına yazdığı eserlerde değerler eğitimine özel önem vermiştir. Çok yönlü kişiliği, Kırgız Türkçesinin edebî dil olması noktasında verdiği çabaları, filoloji alanında yapmış olduğu ilmî çalışmalar ile Kırgız sanat ve bilim dünyasında ön plana çıkan Tınıstanov aynı zamanda Kırgızistan’da doçent ve profesör unvanlarını alan ilk kişidir. Kasım Tınıstanov kaleme aldığı metinlerde Sovyet devleti ve ideolojisiyle ilgili temel bilgiler vermekle birlikte yeni neslin ahlaklı, dürüst, vicdan sahibi, çalışkan, dünyayı tanıyan, millî bilince sahip, tarih bilgisi olan, özüne yabancılaşmamış, Mankurt/Közkaman olmayacak bireyler olarak yetişmesini de hedeflediği için beslendiği ana kaynak Kırgız kültürü ve Ceditçilik akımı olmuştur. Makalede çok yönlü bir aydın olan Kasım Tınıstanov’un değerler eğitimi anlayışı ve kaleme aldığı pedagojik ve didaktik metinler analitik bir bakış açısıyla irdelenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kasım Tınıstanov, Ceditçilik, Ders Kitapları, Değerler Eğitimi, Kırgız Kültürü.
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.7478 [HTML]
Sibel Balak Baran & Meltem Ekti
Alman Kültür Politikasına Göre Türkiye Kökenli Yazarlar ve Yazınları: 1972-2022II. Dünya savaşı sonrasında ihtiyaç duyulan iş gücü açığının kapatılması amacıyla başlayan Almanya’ya işçi kabulüyle ve işçi olarak kabul edilen göçmenlerin sosyal ve kültürel serüvenleriyle
ilgili literatürde epeyce çalışma vardır. Ailelerin de intikali ile nüfus ve sosyal bakımdan önemli bir konu olmaya başlayan göçmen kitlenin ikinci ve üçüncü neslinden Alman kültürüne
ve sosyal hayatına katkılar gelmeye başlamıştır. Almanca yazan bir göçmen entelijansiyası ortaya çıkmıştır. Edebi nitelikli eserler yazılmış ve bunlar ayrı bir edebi tür olarak nitelendirilmeye
başlanmıştır. Bu edebi türe yönelik Almanların göç ve kültür politikalarından hareketle bir takım tereddütler ve çelişkilerin varlığı göze çarpmıştır.
Bu çalışmanın amacı, Almanya’ya göç eden veya orada doğup büyüyen Türkiye kökenli yazarların ve yazınlarının Alman göç ve kültür politikası ekseninde Alman yazınındaki yerlerine dikkat çekmektir. Yazarların, Alman toplumunda ve yazınındaki resmî söylemlerde değişen göç ve kültür politikaları bağlamında gerek edebî kimlik gerekse yapıtlarına olan yaklaşımdaki farklılıklar ilk defa bu çalışmada işlenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Göç, kültür politikası, Almanya, Türkiye, yazar, yazın.
DOI : https://doi.org/10.12995/bilig.7678 [HTML]