Editörden


Saygıdeğer Okurlar,
 
bilig’in yeni sayısını sizlere ulaştırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu sayımızın da Türk dünyasının çok boyutlu bütünleşmesi çabalarına bilimsel katkı sağlayan, etki faktörü yüksek, insanlığa ışık tutan birbirinden değerli çalışmalardan müteşekkil olduğuna inanıyoruz.
 
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Türkoloji ve Türk dünyası sosyal bilimler çalışmaları yoğunlaşmış olup hem nicelik hem de nitelik olarak sürekli artış göstermektedir. Türk dünyası meselelerine dair her yıl onlarca bilimsel etkinlik düzenlenmekte, akademik
yayın neşredilmektedir. Öte yandan sürekli çoğalan külliyat ve farklı dillerde yayın çeşitliliği özgün ve alana yenilik getiren çalışmaların takibini de güçleştirmektedir. Bu açıdan bilig’in Türk dünyası sosyal bilimler alanında özgün çalışmalara ulaşmanın aracı olarak seçkin konumu daha da önem kazanmaktadır.
 
2-3 Nisan 2025 tarihlerinde Ahmet Yesevi Üniversitesi “Kazak Dili Bilim Dili” konulu sempozyumun ikincisine ev sahipliği yapmıştır. Bu sempozyumun paydaşlarından biri de bilig dergisi olmuştur. Sempozyum kapsamında bilig’in koordinatörlüğünde “Türk Dünyası
Bilim Diplomasisi” başlığı altında editörler çalıştayı düzenlenmiştir. Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’dan katılımcıların yer aldığı çalıştayda özellikle Türkoloji alanında yayın yapan üniversite dergileri arasındaki iş birlikleri üzerinde durulmuştur. WoS ve Scopus başta olmak üzere uluslararası dizinlerle ilgili gelişmeler, akademik yayıncılıkta yeni eğilimler, yazarlık ve hakemlik süreçlerinde karşılaşılan sorunlar gibi konuların konuşulduğu çalıştay bu alanda daha fazla iş birliğine duyulan ihtiyacı da göz önüne sermiştir.
 
Bilgi teknolojilerinde meydana gelen baş döndürücü gelişmeler neticesinde özellikle yapay zekânın ortaya çıkardığı tehditler ve fırsatlar, özgün içerik üretiminden bunun ilgilisine ulaştırılmasına kadar pek çok farklı konuda harekete geçilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu çerçevede Türkçe ve Türkçenin farklı lehçelerinde bilimsel yayın sayısının artırılması üzerinde durulması gereken konulardan biridir. Yardımcı teknolojiler sayesinde herhangi bir dilde yazılmış bir makaleyi istediğiniz dile çevirmek kolaylaşmıştır. Ancak makinalar marifetiyle özel bir konuda özgün bir telif eserin meydana getirilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla evrensel bir bakış açısıyla Türkçe düşünerek, Türk dünyasının zengin kültürel mirasına ya da Türk dünyası güncel meselelerine çözüm arayışıyla kaleme alınmış herhangi bir çalışma hangi dilde kaleme alınmış olursa olsun Türkçedir.
 
Türk dünyasının ortak yükseköğretim kurumu olan Ahmet Yesevi Üniversitesinin yürüttüğü öğretim üyesi yetiştirme programı gibi çabalar neticesinde Türk dünyasında yeni bir akademisyen kuşağı teşekkül etmektedir. Yeniğe ve gelişime açık, dünya ile bütünleşmiş, Türk dünyasının birliği mefkuresini benimsemiş, gerçekçi olduğu kadar iddialı bu genç kuşak akademisyenlerimizin başarıları Türk dünyasının ortak geleceği açısından da son derece ümit vericidir. Gücünü köklü geçmişinden alan, çağdaş dünyanın meydan okumalarına karşı kendini sürekli geliştiren, yenilikçi ve dinamik bir yaklaşımla geleneği de yaşatan bu genç akademik çevre aynı zamanda bilig’in yarınları için güvencedir.
 
Bu düşüncelerle yeni sayımızın faydalı olmasını temenni eder, keyifli okumalar dileriz.
 
Prof. Dr. Fırat PURTAŞ
Editör